Ayvacık Mutlu Son Masaj Salonu
Ayvacık Mutlu Son Masaj Salonu
Ellerini çekmeye davrandı, fakat Mary bırakmadı. “aslen gelmeyi tasarlamıyorduk, fakat tümüyle rastlanüsal da sayılmaz bu ziyaret. Sizinle mevzuşmak istiyordum.” Caroline gü lü msemeyi sü rdü rü yordu, fakat elleri Mary’ninkilerin içinde ağırlaşmıştı. Mary konuşurken başım salladı ve yere baktı. “Sizi epey düşündüm. Sormak istediğim Ayvacık Mutlu Son Masaj Salonu bazı şeyler var.” “Her her neyse,” dedi Caroline kısa bir sessizlikten sonrasında, “mutfağa geçelim, size çiçek çayı yapayım.” Ellerini birazcık çekiştirerek kurtardı, derken yeniden ciddi bir ev sahibesi havasına girerek Mary’ye geniş geniş gülümsedi, hızla arkasını dönüp topallayarak uzaklaştı.
Mutfak, dairenin giriş kapısının yanındaydı. Kü çü ktü , ama çok dü zenli ve parıl parıl temizdi. Beyaz plastik kaplı bir sü rü dolap, çekmece, tezgâh vardı. Floresan ışıkla aydınlatılmıştı. Gö rü nü rde hiç yiyecek yoktu. Evyenin altındaki dolaptan madeni bir tabure çıkaran Caroline, oturması için Mary’ye verdi bunu. Eski pü skü portatif bir masanın ü stü nde duran gaz ocağı, karavanlarda bulunan cinsten, fırınsız, iki gö zlü bir şeydi. Yerde duran gaz tü pü ne bağlıydı lastik bir hortumla. Caroline çaydanlığı kaynamaya koydu, bü yü k bir gü çlü kle ve yardım ö nerisini sertçe reddederek, demliği çıkarmak için dolaba uzandı. Bir eliyle buzdolabına tutunarak, ö teki elini kalçasının ü stü ne koyup bir an durdu, sancının geçmesini bekler gibi. Hemen gerisinde bir kapı daha vardı aralık duran. Mary burada bir karyolama ucunu gördü.
Ayvacık Mutlu Son Masaj Salonu
Caroline toparlanıp, bir kavanozdan kaşıkla aldığı kum çiçekleri demliğe doldurmaya başladığında Mary sordu: “Sırtınıza ne oldu?”
Bir kez daha o hazır, dişlerin şö yle bir gö sterilip çenenin hızla ö ne çıkmasından ibaret olan otomatik gü lü mseme, genellikle aynalara sunulan ve bu dar, parlak mutfakta acayip kaçan bir gü lü msemeyle Caroline yani dedi ki: “Çok uzun sü redir bö yleyim.” Çay fincanlarım çıkarmakla uğraşırken çıkacakları yolculuktan sö z etmeye koyuldu. Robert ile ikisi Kanada’ya gidecekler, ü ç ay ailesinin yanında kalacaklardı. Dö ndü klerinde başka bir ev, belki de giriş katında, merdivensiz bir daire satın alacaklardı. İki fincanı da doldurmuş, limon dilimliyordu.
Son yorumlar